Sağlık
-
İNSAN HAYATINDA BESLENMENİN DEĞİŞİM SÜRECİ
Besin ihtiyaçlarımız milyonlarca yıllık bir evrim sonucu şekillenmiştir. Bu evrimin en başına gittiğimizde yani 40 bin yıl önceye, genlerimiz hala 40 bin yıl önceki gibi. Ancak beslenme şekli oldukça değişti. Özellikle son 60-70 yılda. Neler oldu diye bakacak olursak; taze meyve sebze tüketimi azaldı, ev yemekleri azaldı. doğal olmayan, işlenmiş ,katkı konulmuş gıdalar hızlı artış gösterdi. Prof. Dr. Ahmet Aydın Hocamız der ki işte bu gıdaların artmasıyla şişmanlık,diyabet,kroner kalp hastalığı, hipertansiyon, felç, depresyon, hiperaktivite, otizm, reflü, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu ,kanser, osteoporoz hastalıklar ortaya çıkmış ve artış göstermiştir. Eğer genlerimizi besler ,onların alışkın olduğu gıdaları verirsek genlerimiz görevlerini iyi yapar,yaşam kalitemiz artar ve hastalıklardan korunmuş oluruz. Tarihte göçebeliğin…
-
D VİTAMİNİNİN BİZLER İÇİN ÖNEMİ
D vitamini tüm enfeksiyon hastalıklarında, romatizma ve kanser hastalıklarında her türlü hastalıklar açısından vücut için çok önemlidir. Boşuna güneş girmeyen eve doktor girer dememiş atalarımız. D vitamin alımının düşük olduğu ülkelerde daha yüksek diyabet oranları ile karşılaşılmaktadır. Diş çürümeleri için önemlidir. Deri kanserlerini yüksek doz D vitamin ile tedavi etmişler 1950 li yıllarda. İnsanların doğal güneş ışığına en az maruz kaldığı bölgelerde bağırsak kanserine bağlı ölümlerin de arttığı uzmanlar tarafından saptanmıştır. Sn.Elif Güveloğlu kitabında bu konulara çok güzel bir şekilde değinmiştir. Yapılan bir çok araştırma göstermiştir ki kanlarında D vitamin düzeyi yüksek olan insanlarda bağırsak, meme, yumurtalık, böbrek, pancreas ve prostat kanserleri görülme olasılığı daha düşüktür. Peki hem güneşe çıkmanın…
-
İNSAN VÜCUDU VE SUYUN ÖNEMİ
Bir insan yemek yemeden 30 gün yaşayabilir, ancak su içmeden sadece 3 gün dayanabilir. Yetişkinlerde vücut ağırlığının otalama %60 ı sudur, çocuklarda bu oran daha da yüksektir, %80 leri bulmaktadır. İnsanlar vücut sularının %10 unu kaybettiklerinde yaşam artık tehlikeye girmeye başlar, bu oran %20 lere çıktığında ise ölüm kaçınılmaz olur. Tüm bu oranlar göz önüne alındığına günde ortalama 2-3 litre su içmemiz gerekmektedir. Bu insana dair değişen bir ölçüdür burada baz alınacak durum idrar rengi olmalıdır. İdrar rengi koyu sarı ise vücudun suya gereksinimi olduğu bilinmelidir. Bu alışkanlık haline gelmelidir. Örneğin sabah kalktığımızda ilk yapmamız gereken 1-2 bardak su içerek güne başlamak olmalıdır. Yemekler su içtikten en az yarım saat…
-
EGZERSİZ YAPMAK
Yaşam hareket halinde kalmayı gerektirir. Günlük koşturmalarımızın yanı sıra her gün ya da en azından haftanın 2-3 gününü sadece kısa bir süre ayırarak egzersiz yaparak geçirmek çok önemli ve sağlıklıdır. Özellikle ağır yemeklerden sonra 20-30 dakika mutlaka yürümek gereklidir. Yürüyüş bir alışkanlık haline getirilmelidir. Gün içerisinde de tempolu yürüyüş olmasa da 20 şer dakika yürüyüş imkanları değerlendirilmelidir. Yürüyüş bantları yerine temiz havada yürüyüş önerilmektedir. Eğer imkan varsa su kenarında yürüyüş tavsiye edilir. Deniz yada nehir kenarlarında negative iyonlar oluşur ve bu iyonlar vücudumuzu rahatlatır. İlginiz varsa eğer yüzme, bisiklet , pilates, yoga gibi sporları da sağlıklı birer aktivite olarak hayatınıza katabilirsiniz. Eğer daha aşırı efor ,kondisyon gerektiren spor türleri ile…
-
İNSAN VE NEFES
Yaşam deyince ilk nefes gelmelidir akla. Çok basit konudur aslında doğduğumuzdan beri farkında olmadan istemsiz yaptığımız bir eylem. Nefes almadan yaşayamayız. Bu çok net. Ancak net olan bir konu var ki ,doğru nefes almadan da sağlıklı ve etkili yaşanmıyor. Bu konuyu bilim insanları araştırmış, ben de onlardan edindiğim bilgileri her zaman ki gibi derleyip sizlere sunmaya çalışacağım. Nefes terapisti Nefşah Fidan yaptığı araştırmada Amerikalıların %90 nın, Türklerin ise %80 inin nefes almayı bilmediğini belirtmiştir. Yine Sayın Fidan Hn. bu durumun maalesef kronik gerginliğe, yorgunluğa, hastalanmaya sebebiyet verdiğini hatta yaşlanmayı hızlandırdığını belirtmiştir. Öncelikle nefesi ağız ile değil burnumuzla almalıyız. Uzmanlar ağızdan alınan nefesin başağrısı, hipertansiyon, kronik kulak ve sinus enfeksiyonları ,uyku…
-
BESLENMENİN ÖNEMİ
Besin ihtiyaçlarımız milyonlarca yıllık bir evrim sonucu şekillenmiştir. Bu evrimin en başına gittiğimizde yani 40 bin yıl önceye, genlerimiz hala 40 bin yıl önceki gibi. Ancak beslenme şekli oldukça değişti. Özellikle son 60-70 yılda. Neler oldu diye bakacak olursak; taze meyve sebze tüketimi azaldı, ev yemekleri azaldı. doğal olmayan, işlenmiş ,katkı konulmuş gıdalar hızlı artış gösterdi. Prof. Dr. Ahmet Aydın Hocamız der ki işte bu gıdaların artmasıyla şişmanlık,diyabet, kroner kalp hastalığı, hipertansiyon, felç, depresyon, hiperaktivite, otizm, reflü, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu , kanser, osteoporoz hastalıklar ortaya çıkmış ve artış göstermiştir. Eğer genlerimizi besler ,onların alışkın olduğu gıdaları verirsek genlerimiz görevlerini iyi yapar,yaşam kalitemiz artar ve hastalıklardan korunmuş oluruz.…